Bengü Arslan | nevşah fidan karamehmet
nevşah, nevşah fidan, nevşah fidan karamehmet, röportaj, bengü arslan, q life dergi, nefes, nefes koçu, mutluluk, huzur
20914
portfolio_page-template-default,single,single-portfolio_page,postid-20914,ajax_fade,page_not_loaded,,wpb-js-composer js-comp-ver-7.9,vc_responsive
ABOUT THIS PROJECT

Genç, enerjik, dinamik, 2 harika kız annesi ve Nefesine hakim bir kadın var karşımızda.  İzmir Amerikan Koleji’nin ardından, Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde mimarlık okumuş, kısa bir mimarlık kariyerinin ardından ise mesleğini bırakarak nefes koçu olmaya karar vermiş. Nefesi yaşamın sırrı olarak gören Nevşah Hanım, “nasıl nefes aldığımız nasıl düşündüğümüzü, nasıl hissettiğimizi, nasıl bir insan olduğumuzu ve hatta ne yaşadığımızı bile etkiliyor. İnsan nefesini dengeleyerek, doğal nefes alışkanlığı kazanarak düşüncelerini, duygularını, tüm yaşamını değiştirebilir!” diyor. Bu kadını tanıdıktan sonra, hayata ve özellikle kendinize bakışınız adeta değişiyor. Gelin bu süreci ve ‘vay be’dedirten örnekleri Nevşah Fidan Karamehmet’ten dinleyelim.

 

Nedir bu nefes terapisi? Bir nevi ruhsal detoks diyebilir miyiz? 

Kurucu başkanı olduğum NFS, Türkiye çapında 250 kişilik nefes ve yaşam koçları ekibinden oluşuyor. Bizler insanların nefes ve zihin kapasitelerini %100’e çıkartmalarına yardımcı oluyoruz. Bir insan nefes kapasitesinin tamamını kullandığında tabii ki daha canlı, sağlıklı enerjik oluyor, hücrelerimiz oksijen sayesinde yenilendiği için nefesi açılan kişilerin cildi ışıldamaya başlıyor, Bağışıklık sistemi güçleniyor, bedeni gençleşiyor. Sonuçta hepimiz nefesle yaşıyoruz, ne kadar iyi nefes alıyorsak o kadar genç, dinç ve sağlıklıyız. Nefesin etkisi fiziksel seviyede inanılmaz bir boyutta! Nefesi açılan insanlar hızla gençleşmeye, daha Fit, daha güzel, daha sağlıklı ve enerjik olmaya başlıyorlar. Bugün Türkiye’de ve yurtdışında çoğu kadın nefesi açık olduğu için kolaylıkla istediği kiloda ve gençlikte kalabiliyor! Nefesin duygusal ve zihinsel seviyede etkileri ise anlatmakla bitmez. Açık nefese sahip bir kişi her an pozitif olabilir, her an mutlu, huzurlu, dingin, sakin ve Sabırlı olabilir.

Ne kadar süre ile bu seanslara devam etmek gerekiyor verimli bir sonuç almak için…

 

Bir hafta düzenli çalışma yaptıktan ve doğal nefese dönülüyor. Sonrasında her gün yüz nefes egzersizi yaparak doğal nefes korunabiliyor.

Nefesin mucizesi diye bir şey var mı?

 

Tabii ki! Doktorların “bu iyileşmez” dedikleri yüzlerce kişi nefesin hücre yenileyici etkisi sayesinde tamamen iyileşti. Gerçekten wow dediğim bir durum!  Gelirini TOG’a bağışlamayı planladığım nefesle iyileşme hikayelerini kişilerin kendi anlatımlarıyla bir kitapta topladık. Haziran ayında Doğan Kitap aracılığıyla tüm kitap marketlerde olacak.

 

‘ Vay be‘yi benden çok, çalışmaya katılıp doğru nefes almaya başlayanlar söylüyor.’

 

Bu terapinin ardından danışanlarınızda ne gibi değişiklikler gözlemliyorsunuz? ‘Vay be’ dedirten çok farklı bir örnek var mı mesela?

Yıllardır nefes eğitmenliği yapıyorum, hemen hemen her seminer sonunda onlarca mucize yaşanıyor ve benim için çok doğal hale geldi. vay be‘yi benden çok, çalışmaya katılıp doğru nefes almaya başlayanlar söylüyor. Hastalıkları olup ta nefes çalışması sonrasında gittikleri doktorlarından aldığı hastalığın yok olduğuna dair sonuçlar beni inanılmaz mutlu ediyor.Ruhsuz, mutsuz hiç gülmeyen ve seminere gelip çıktığında inanılmaz hayat dolu olan insanların seminer başlangıcında olan insanlar olmadığını sürekli görüyor ve yaşıyorum.

Hastalıkların zihinsel sebeplerine de değinelim mi biraz… Sizce hastalıkları biz mi yaratıyoruz?

Hastalıkların oluşması için gereken problemli ortamı kesinlikle biz düşüncelerimizle yaratıyoruz. Bunun on binlerce kişi üzerinde doğru olduğunu gördüm son 12 yıllık çalışma hayatımda! Aynı limitleyici düşünce ve nefes alışkanlıklarına sahip kişilerin aynı hastalıklara yakalandığını görüyoruz bu tesadüf olamaz!

 

Doğduğumuz andan itibaren bize dikte edilen doğrular ( tartışılır ) ve bir de toplumsal baskılar var, bunlardan danışanlarınızı sıyırmak çokta kolay olmasa gerek…

 

Nefesi açılan kişinin “toplumsal baskı” denen şeyden özgürleşmesi an meselesi, tahmin ettiğinizden çok ama çok daha kolay ve çabuk oluyor bu! Birkaç saatlik seans sonrasında mesela.

“Mutluymuş gibi yapan insan sayısı o kadar fazla ki…”

 

Mutlu musunuz? 

 

Mutlu muyum? Bugün “mutluymuş gibi yapan” insan sayısı o kadar fazla ki biri “evet gerçekten mutluyum” dediğinde bunun duyulması ve görülmesi zor olabilir. Bu sorunun cevabı gözlerimden okunabilir bence. Gözler ruhun aynasıdır ve onlar her zaman hakikati söylerler. Mutlu muyum? Siz söyleyin.:))

Human Design” diye bir şey yapıyorsunuz, galiba en çok dikkatimi bu çekti… Nasıl bir çalışma bu?

Human Design, bir insan karakter analiz sistemi, nefes eğitimleri içinde bu sistemi çalışmaya katılanlara uyguluyoruz. Çalışma öncesi doğum yeri tarihi, şehri hatta ilçe bilgileri ile birlikte doğum saati bilgilerini alıyor, dijital sisteme işliyoruz. Ortalama bir kişinin analizi beş saat sürebiliyor. Genel yaşamını belirleyen ve nasıl yol alması gerektiğini yansıtan bir sistem.

 

“Bizler her an bir şeylerden ayrılarak yaşıyoruz bu hayatta ve bence abartılacak bir şey değil ayrılık yada birliktelik…”

 

Gelelim kadın- erkek ilişkilerine…

 

Kadın erkek ilişkilerinde çok iyi başlayan bir ilişki, ileride neden bitebiliyor? Yani bu acı çekme sürecini sizce zihinlerimiz mi tetikliyor?

Kendi adıma; bir kere “ayrılma” durumunun neden ve nasıl “acı” ile özdeşleştirildiğini gerçekten anlamıyorum… Bizler her an bir şeylerden ayrılarak yaşıyoruz bu hayatta ve bence abartılacak bir şey değil ayrılık yada birliktelik.. Bir kişi ile mutluysak, beraberken aşk içinde, sevgi, saygı içinde ve en önemlisi doğal olarak her şey yürüyor iyi gidiyorsa ne güzel, bir ilişki artık sana ve yaşamına hizmet etmiyorsa, sana yarar sağlamayan bir alışkanlık gibi, ona tutunmak bence ayrılmaktadır daha büyük saçmalık. Çoğu insan sadece ayrılmamış olmak için kendine adeta eziyet ediyor. Yürümeyen bir ilişkiyi devam ettirmek bence ayrılmaktadır daha büyük acı verebilir. Şahsen ilişkilere çok fazla anlam yüklendiğini düşünüyorum, öyle olmalı, şöyle olmalı. Kim bilir? Ya sen ne dersen de zaten her şey olması gerektiği gibi oluyorsa?

 

“AŞK ALLAH benim için… TEK AŞK VAR O DA YARADAN AŞKI.”

 

Aşkın tanımını sormak istiyorum size, hayata farklı bir perspektiften bakan bir kadının tanımını çok merak ediyorum…

AŞK ALLAH benim için… TEK AŞK VAR O DA YARADAN AŞKI. Bir tek o gerçek, geri kalan her şey bir yansıma. Gerçek olan tek aşk ile, Yaradan Aşkı ile yanıp tutuşan bir Yürek her an aşk içinde çarpabilir.

‘Biz’ ‘den öte ‘ben’leşen toplum konusunda kafam biraz karışık, siz ne düşünüyorsunuz, artık insanlar daha benmerkezci mi oldu ve bunu ne tetikledi?

Şahsen herkesin kendinden bir şeyler kattığı, paylaşım ve birlik beraberlik odaklı bir toplulukta yaşıyorum, insanların bencil olduklarını düşünmüyorum.

Bir insanı gördüğünüzde onun anında karakter analizini yapabiliyor musunuz?

Tabii ki, yılların tecrübesi ile bir kişinin hareketlerinden, sözlerinden ve hatta ona bile gerek yok bedeninin duruşundan veya şeklinden bile düşünce yapısını, nefes alışkanlığını, nasıl bir insan olduğunu söyleyebilirim.

Yükselen bir başarı grafiğiniz var, çeşitli merkezler açtınız, bunu yanı sıra kitabınız da mevcut. Kısa ve uzun vadeli hedefleriniz nelerdir?

 

Önümüzdeki 10 yıl içerisinde dönüşüm konusunda dünyanın lider ekiplerinden biri olacağımızı görebiliyorum..

CATEGORY:
Q Life Turkiye