Q Life Dergisi – Didem Antebi Röportajı
Q Life Dergisi için Didem Antebi ile yaptığım röportajı okumak için mouse’unuzu hareket ettirmeye devam edin 🙂
Modern İkon: Didem Antebi
Didem Antebi; cemiyet hayatının en şık, en asil ve en doğru giyinen isimlerinden… Didem Hanım’ın güzelliği, kuşku götürmez bir gerçek. Tarzını çok sade ve düz olarak tanımlayan isim, çabasız şıklık olarak tanımlanan akımın öncülerinden diyebiliriz. Anne olmasının ardından freelance işlerle, bloguyla ve sosyal sorumluluk projeleri ile zamanını geçiren Antebi ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Didem Hanım harika bir blog açtınız ve gün geçtikçe artan bir okuyucu kitlesine sahipsiniz… Bu fikir nasıl doğdu ve blogunuzla ilgili hedef projeleriniz neler?
Uzun zamandır internette moda üzerine bir şeyler yapmak istiyordum biliyorsunuz artık her şey çok hızlı tüketiliyor ve hızlı yaşanıyor, bu sebepten dolayı ben de bir blog açmaya karar verdim. Blogumda; hoşuma giden ürünleri, moda dünyasına ait haberleri ve yenilikleri paylaşıyorum, aslına bakarsanız blogların popülaritesi de biraz azalmaya başladı. Benim de başka projelerim var tabi ama daha hayata geçmediği için şimdilik sürpriz olsun.
“Çocuğunuz olunca bütün vaktinizi onla geçirmek istiyorsunuz hatta ben fazla vakit geçiremediğimde vicdan azabı çekiyorum.”
Çocuklu bir kadın olmak kariyerinizi etkiledi mi?
Tabiî ki etkiledi… Çocuğunuz olunca bütün vaktinizi onla geçirmek istiyorsunuz hatta ben fazla vakit geçiremediğimde vicdan azabı çekiyorum. Bu sebeple vaktimin belirli bir kısmını işe ayırabiliyorum, bu kısıtlı zamanda verimli olmak çokta kolay olmuyor. Mila doğduğundan beri freelance işler bana daha çok hitap ediyor diyebilirim.
” Ülkemizde daha çok çalışan ve daha çok üreten kadına ihtiyacımız var…”
Üniversite yıllarından beri aktif çalışan bir kadın olarak, iş dünyasına şüphe ile bakan kadınlarımıza bir mesajınız var mı?
Bir kadının çalışması bence çok önemli. Kendine olan özgüveni, hayata karşı duruşu, beklentileri ve bir çok şeyi değişiyor. Bir kadının kendi parasını kazanarak, kendi ayaklarının üzerinde durabilmesi günümüzde çok önemli bir şey diye düşünüyorum. Ülkemizde daha çok çalışan ve daha çok üreten kadına ihtiyacımız var…
Son zamanlarda sizi bir çok sosyal sorumluluk projesinin içerisinde aktif olarak görmekteyiz. Bize biraz bu projelerden bahseder misiniz?
Tohum Otizm Vakfı ve Hayat Paylaşım Derneği’nde aktif olarak çalışıyorum. Hayat Paylaşım Derneği’nde zihinsel engelli çocuklarımız için Eyüp’te bir rehabilitasyon merkezi yapıyoruz. Tabii ki çok zor ve maliyetli bir proje, fakat en kısa zamanda bu projeyi hayata geçirip engelli Tohum Otizm Vakfı’ndaki çalışmalarımıza gelince; otizmli çocuklarımızın daha doğru şartlarda bir eğitim almaları için çaba sarf ettiğimi söyleyebilirim. Şu anda faaliyette olan okulumuzda ise; otizmli ve maddi durumu zayıf ailelerin çocuklarına eğitim veriliyor. Bu erken eğitimle de otizmi yenmelerine destek olunuyor.
“Stilimin ruh halime göre değiştiğini söyleyebilirim. Genelde sade ve düz çizgiler tercih ederim. Aşırıya kaçmayı hiçbir zaman sevmem.”
Moda konusunda hem eğitimli, hem de iyi bir trend takipçisi olarak sezon trendlerini bizler için değerlendirir misiniz?
Sezonun trendleri bu sene;
1) Pliseler her yerde etekler elbiseler gömleklerde bu detayı çok görüyoruz.
2) Metalik renkler
3) Büyük çiçekli desenler
4) Fırça darbesini anımsatan sanat eseri görünümündeki parçalar
5) Sırt çantaları
6) Erkeksi gömlekler, jeanler
Gardırobunuzun olmazsa olmaz parçaları nelerdir?
Dolabımın olmazsa olmazları; ayakkabılarım, siyah elbiseler, siyah skinny jean, trençkot ve aksesuarlarım.
“Gün geçtikçe Avrupa’nın daha çok ilgisini çekiyoruz, çok yakın bir zamanda İstanbul bu etkinliklerle modanın başkentlerinden birisi olacak diye düşünüyorum.”
Giderek daha da yankı uyandıran İstanbul Moda Haftası’ndaki tasarımları, tasarımcıları ve organizasyonu bir uzman gözü ile değerlendirir misiniz?
İstanbul Moda Haftası her sene daha da iyiye giden bir organizasyon kurguluyor, özellikle genç tasarımcılarımızı çok başarılı buluyorum. Yeni isimlerin ise kendilerini tanıtmaları için iyi bir platform olduğunu düşünüyorum. Gün geçtikçe Avrupa’nın daha çok ilgisini çekiyoruz, çok yakın bir zamanda İstanbul bu etkinliklerle modanın başkentlerinden birisi olacak diye düşünüyorum. Gördüğüm tek eksiği değerlendirecek olursam, basın ayağında daha çok yabancı basın, blogger ve editör gelmeli İstanbul’a.
Sizce Türk modacılarının ve markalarının dünya arenasındaki yeri nedir?
Dünya arenasında çok başarılı bulduğum Türk tasarımcılarımız var. İsim verecek olursam; Hüseyin Çağlayan, Erdem Moralıoğlu, Bora Aksu, Arzu Kaprol inanılmaz başarılılar. Fakat daha çok isim olması lazım… Tabii ki dünyada ismini duyurmak çok zor bir şey fakat bunu hak eden bir çok tasarımcımız olduğunu düşünüyorum ve çok iyi yerlere gelerek uluslararası arenada temsiliyetimizin artmasını diliyorum.
Röportaj: Bengü Arslan
Fotoğraflar: Erhan Abinikman
Mekan: Sait Halim Paşa Yalısı